Gerçek Edebiyat

Sokakla gezintiye çıkıyoruz

Yürümeyi unutan bacaklarıyla

Hep aynı dükkânlar, tabelalar

Dili şişmiş evlerle

Susmaktan

Nasıl da yüksek

Acı eşiği göklerin

Kolay mı taşımak

Hem de direksiz

Onca sıkıntıyı

Can acısını

Gözlerine baktınız mı hiç

Yüreği sökülmüş bir sokağın

Kendi etrafında döndü sokak

Fikri hür harfleriyle

Lades tutuşmuştu gece boyu

Göz kırpan yıldızlarla

Mırıldandı usulca

Aklımda diye

Yılkı tümcelerle hep

Dağ-deniz

Göğe çıktığımız encam

Harf tadıyla sohbet

Sokakla yürüyüşte

Ne geniş alan vakit

Düş fersah derinliğinde

Ahşap ev ölüleriyle rastlaştık

Denize kör

Yüzlerinde meltem serinliği

Kendi gölgesiyle yüzleşmesi sokağın

Güneşin atları koşulu

Faytondaydık

Yavaş çekiminde bir filmin

Kalp atışı geleceğin

Ruh hâli

Yürüyüşe çıkan sokağın

Harf etkisiydi ışığa giden

Kelebeğin

Gezintiye çıkan ırmağın

Tebdil-i kıyafetiyse bulut

Suretin nicedir dedi sokak

Faytonla gezerken

Sönene dek gün

Ufka baktık, dağlara

Dizi dizi inci teknelere

Limandaki

Yüzüne çil basmış evlerdi mahalle

Yitik bahçeleriyle mahzun

Akşamlı sözcüklerle

İçi kan ağlayan nasıl da

İki düş arası Hicaz’dı

İkramı hasretin

32 kısım tekmili birden

Bütün rüyalarda

Taze sürgün filizlerini

Hatırladı birden asmanın

Yeşil kokusunu

Koruk şerbetinin

Beton evler, asfalt

Geri verirken şehre

Gün boyu biriken harareti

Bu sinemadaydı

İntikam, vahşet ve dehşet

Çıplak harflerle

Toprağa basan

Sokaktı çocukluğu

Epey sonra Arnavut kaldırımı

Sular sellerdi

Gezintisi sokağın

Bulut olmuş da seyrinde

Mahallenin

Alçacık yerden düştük

Sokak, bulutla ben

Uzunlu kısa tümceler de olmasa

Vay hâlimize ki vay

Zor şer bulduk yolunu mahallenin

Sarmal vakitlerle ah

Evlere halhal